ABD defter kapanışı: ATMACA 11 platforma daha geliyor
Üç tarafı denizlerle çevrili olan Türkiye, gerek Mavi Vatan konseptiyle gerekse yerli ve milli savunma sanayisinin gelişmesiyle bu alandaki yetkinliğini her geçen gün artırmaktadır. STM ile Roketsan arasında geçtiğimiz günlerde imzalanan ve ATMACA’nın Deniz Kuvvetleri Komutanlığı komutasındaki 11 platforma daha entegrasyonunu içeren sözleşme de bu adımlardan biri.
Türk Deniz Kuvvetleri gibi sadece bölgenin değil, NATO’nun ve dolayısıyla çok geniş bir coğrafyanın en seçkin güçlerinden birinin ABD yapımı füze yerine milli imkanlarla üretilmiş bir füzeyi tercih etmesi kritik önem taşıyor.
Çünkü bu alanlarda oldukça gelişmiş ve spesifik çalışma setlerine ihtiyacınız var. Türk Donanması da sadece yerli ve milli olduğu için füze ailesini tercih edecek durumda değil. Sonuçta hem ülke güvenliği hem de milyarlarca dolarlık donanma unsurlarının akıbeti söz konusudur.
Savunma Sanayii Araştırmacısı Anıl Şahin ile ATMACA sözleşmesinin detaylarını ve bu alanda yakın gelecekte olabilecek gelişmeleri konuştuk.
Türk Deniz Kuvvetleri’nde ATMACA dönüşümü başladı
Şahin süreci yorumlarken çok net bir cümle kullanıyor ve “Bu sözleşme ATMACA’nın Türk Deniz Kuvvetleri’ne dönüşmeye başladığının bir göstergesidir” diyor. Ardından biraz daha detaylandırıyor ve Türk Deniz Kuvvetleri’ndeki karar vericilerin ATMACA’nın gerekli kuralları taşıdığından emin olduklarını, aksi takdirde bu yönde bir atılım yapmayacaklarını söylüyor.
STM-Roketsan’ın ortasındaki sözleşme büyük bir dönüşümün en değerli adımlarından biri olsa da Şahin, ‘tüm gemilerin bir anda ATMACA’ya yüklenmesi’ beklentisinin gerçekçi olmayacağı görüşünde.
“Envanterde raf ömrü henüz dolmamış ABD yapımı Harpoon füzeleri de var” bilgisini paylaşıyor ve Kuvvet’in doğal olarak bunları bir şekilde kullanmak isteyeceğine işaret ediyor.
ATMACA önümüzdeki dönemde başrolü oynayacak
Ancak mevcut durum böyle olsa da Anıl Şahin yakın gelecekte değişimin kaçınılmaz olduğunun da altını çiziyor. Yakın gelecekte ATMACA’nın Türk Donanması’na yönelik gemi tehditlerine karşı ana gemisavar güdümlü füze olacağından bahsediyor.
ATMACA, muadillerinden daha iyi veya eşdeğer özelliklere sahip olmasaydı, Deniz Kuvvetleri asla bu kararı almazdı” diye devam ediyor:
“Envanterdeki Zıpkın füzelerinin menzili yaklaşık 140 kilometre. ATMACA’nın menzili 250 kilometredir. Bu başlı başına en büyük avantajdır.
Gemisavar füze teknolojisi oldukça şiddetli. Çünkü maksat platformu tarafından havada yok edilmemek için çok alçaktan, hatta deniz yüzeyinden 2-3 metre yükseklikte uçmaları gerekiyor. Buna ‘Sea-Skimming’ teknolojisi denir.
ATMACA, bunu bir adım öteye taşıyan ‘Super Sea-Skimming’ adı verilen daha alçaktan uçma yeteneğine sahiptir. Dev bir füze adeta denizi yalıyor… Böylece hedef gemi tarafından tespit edildiğinden bunu engellemek çok zorlaşıyor.
Daire çizerek hedefi vurabilir
Şahin bu noktada bir parantez açarak ATMACA’da menzil sorununun diğer füzelere göre biraz daha farklı ele alınması gerektiği uyarısında bulunuyor. Menzili 250 kilometrenin üzerinde olan ATMACA’da bu sayının sadece bir mesafe olarak değerlendirilmemesi gerektiğine dikkat çeken Başkan, şunları söylüyor:
ATMACA gibi gelişmiş füzeler hedeflerine pek iyi gitmiyor. Yörünge üzerinde çeşitli rota ayakları oluşturur ve farklı hareketler yapar. Örneğin, hedef bir adanın arkasındaki savaş teknesiyse, ATMACA o adanın etrafından dolaşarak ana çıkışını yapabilir ve hedefine dalabilir. Aynı zamanda yakıt tüketir. Dolayısıyla menzil sorununa bu şekilde bakmak gerekir.
Söz konusu füzede ‘Gelişmiş Radar Arayıcı’ bulunuyor. Ne yazık ki, özellikle çok sayıda adanın olduğu bölgelerde, radar arayıcı kafası bazen karışabilir. Anmak için ‘Imaging Infrared-IIR Seeker Head’ versiyonu da geliştirildi. Test faaliyetleri devam ediyor. Böylece füzeye yüklediğiniz amacın kafa karıştırma ihtimali ortadan kalkar.
ATMACA’nın denizaltıdan atılacak versiyonunun yanı sıra havadan atılacak versiyonu için de çalışmalar devam ediyor. BARBAROS Sahil Savunma Sistemi’nden ilk ATMACA atışı yapıldı. Bu sistem Türkiye kıyılarını kıyıda konuşlu oldukları için koruyacaktır.
Öte yandan ‘Black ATMACA’ isimli yeni bir füze geliyor. ATMACA üzerinden geliştirilen bu füze, Türk Kara Kuvvetleri Komutanlığının seyir füzesi ihtiyacını karşılayacak ve biraz daha uzun menzile sahip olacak. Buradan da anlaşılacağı üzere ATMACA, tek bir füzeden çok, çok gelişmiş özelliklere ve farklı versiyonlara sahip bir ‘füze ailesi’ olma yolunda emin adımlarla ilerliyor.
Elbette bu kadar gelişmiş imkan ve yeteneklere sahip bir savunma sanayi ürününün ihracat potansiyeli de çok yüksek. Muhtemelen ATMACA ilk ihracat başarısını elde etti ve önümüzdeki süreçte kamuoyu ile paylaşılacak. Önümüzdeki dönemde ATMACA füze ailesinin adını daha sık duyacağımıza inanıyorum.”