Kuzey Kıbrıs gergin: ‘Kürşat davası sadece başlangıç’
LEFKOŞA – KKTC Cumhuriyet Meclisi Başkan Yardımcısı Fazilet Özdenefe’nin eşi avukat Akan Kürşat’ın İtalya’nın başkentinde gözaltına alınması ve Kıbrıs Cumhuriyeti’ne iade edilmesi meselesi adanın kuzeyinde huzursuzluk yarattı. Geçtiğimiz günlerde Roma’da hakim karşısına çıkan Kürşat’ın bir sonraki duruşması 6 Şubat’a ertelendi.
1974’ten sonra Kıbrıs’ın kuzeyindeki Rum mallarının satışına ilişkin dava süreciyle karşı karşıya kalan Kürşat’ın durumu, Kuzey Kıbrıs’ta da benzer durumdaki insanları endişelendiriyordu. Gazete Duvar’a ulaşan son bilgiler, adanın kuzeyinde Yunan mallarından yararlananların güneye geçişte ve yurt dışına çıkmakta zorluk yaşadıklarını gösteriyor. Bu arada adanın güneyinde, kamuoyunun dikkatinden uzak, konuyla ilgili hummalı bir çalışma yürütülüyor. Sızan bilgiler, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin yeni bir gözaltı listesi üzerinde çalıştığını ve konuyla ilgili yeni adımlar attığını gösteriyor.
YENİ TUTUKLAMA GARANTİLERİ
Kıbrıs Cumhuriyeti, kuzeydeki Rum mülkleriyle ilgili atacağı yeni adımlar konusunda gizli bir tutum sürdürüyor. Adanın güneyindeki yeni tutuklama listesinde kaç kişinin olduğu ve bu isimlerin kimliklerinin ne olduğuna ilişkin sorular cevapsız kalmaya devam ediyor.
İsimlerini paylaşmak istemeyen Gazete Duvar’ın konuyla ilgili görüştüğü kaynaklar, ‘Kürşat davasının sadece bir başlangıç noktası’ olduğu konusunda ısrar ediyor.
Hukukçu bir kaynak ise konuyla ilgili şunları söylüyor: “Kuzeyde yağmalanan malların dosyası ilk kez sağlam bir hukuki temelle açılıyor. 1974’ten sonra Yunan vatandaşlarının mülklerine sadece yabancılar yerleşmiyor. Bu malları kullanmaya başlayanlar, satıp kiralayarak yağmacılıktan elde ettikleri geliri artırdılar.” “Yolunu seçti. Bugün bu malların üçüncü ülke vatandaşlarına satıldığına şahit oluyoruz. Bu süreçte hukuki açıdan bu durumun önlenmesine yönelik adımlar atılıyor.”
“Bizim sorunumuz 1974’ten sonra adanın kuzeyinde Yunan mülklerini kullanarak ailesini barındıran kişiyle değil. Asıl sorunumuz yağmayı işe çevirenlerle değil” yorumunu yapan kaynak, yeni bir tutuklamanın olduğu bilgisini paylaşıyor. Konuyla ilgili Lefkoşa’da bir liste hazırlandığı ve yeni adımların söz konusu olduğu belirtildi. Bir başka kaynağa göre ise Kıbrıs Cumhuriyeti’nin haklarında dava açtığı isim listesi sosyal medyaya yansıdığı kadar geniş olmasa da Kıbrıs Türk tarafında tanınan kişileri içeriyor.
KUZEY KIBRIS’TA KAYGI HÜKÜMÜNDE
Çarşamba günü Kıbrıs’ın güneyindeki kaynaklar son gelişmeleri Gazete Duvar’a aktarırken, adanın kuzeyinde endişeler hakimdi.
Gün boyu Duvar’la iletişim halinde olan Kıbrıslı Türkler, özellikle Kıbrıs Cumhuriyeti’nin yeni adımları hakkında bilgi almak istedi. Bazı vatandaşlar yeni sürecin adanın güneyine geçiş ve yurt dışına çıkışlarda sorun yaratabileceğini vurguladı.
İsminin gizli kalmasını isteyen ve ailesinin 1974 yılında Rumlar tarafından terk edildiği Girne’de bir mülkte yaşayan bir başka kaynak, yaşanan son gelişmelerin ailesinde derin endişe yarattığı bilgisini paylaştı. Ailenin genç üyeleri yurt dışına çıkarken yaşanabilecek olası sorunlara odaklanırken, ailenin büyükleri adanın güneyinden sağlanan başta sağlık olmak üzere diğer hizmetlerin zor olacağından endişe ediyor.
Ne oldu?
Kıbrıs’ın tanınmış avukatlarından ve aynı zamanda KKTC Meclis Başkan Vekili Fazilet Özdenefe’nin eşi Kürşat, yılbaşı tatili için gittiği İtalya’nın başkentinde, hakkında çıkarılan uluslararası arama kararı nedeniyle gözaltına alındı. onu önceki yıllarda.
İtalya’daki tutukluluk süresi daha önce 16 Ocak’a kadar uzatılan ve geçtiğimiz günlerde hakim karşısına çıkan Akan Kürşat, Kıbrıs Cumhuriyeti’ne iade edilmeyi kabul etmedi. Hakkındaki Roma’daki hukuki süreç devam ediyor.
Kıbrıs Cumhuriyeti yetkilileri, Kürşat’ın 2000’li yıllarda adanın kuzeyindeki Rum mallarının yasa dışı transferine aracılık ettiği iddiasının altını çiziyor. Bu bağlamda Kıbrıs, avukatın iadesini ve adada yargılanmasını talep ediyor.
Kürşat’ın Kıbrıs Cumhuriyeti’ne iade edilmesi halinde ağır cezayla karşı karşıya kalması bekleniyor. KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, iade sürecinin gündeme gelmemesi için Türkiye’nin soruna müdahil olmasını istedi.